translate this:)

18 Eylül 2013 Çarşamba

ÜLKEMİZİN ACI GERÇEĞİ "DEPREM"

Felaket başa gelmeden evvel önleyici ve koruyucu tedbirler düşünmek lazım. Felaket geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur."
M.KEMAL ATATÜRK

Resimlerini seçerken bile zorlandım..Tanımadığın bir insanı özlemek, saygı duyabilmek, görmeden sevebilmek, tüm doğru,milletin iyiliğine olan ne kadar şey varsa sana borçlu olduğumuzu hiç unutmamak..


Merhaba blogsever dost,
Ne zamandır yazmak istediğim bu yazıyı gerek iş güçten gerekse tembellikten erteledim durdum.

17 ağustos'ta yazmak daha manalı olurdu fakat yeni bir depremin ne zaman geleceği bilinmediğinden ve unutkan bir toplum olduğumuzdan bir süre sonra hatırlatmak bence daha anlamlı oluyor...
14 yıl önce Marmara'da yaşanan 17.480 kişinin hayatını kaybettiği depremi anmak bana içinde bulunduğumuz  duruma ahlayıp vahlamaktan başka bir şey gibi gelmiyor bazen. Çünkü dünyanın en aktif deprem kuşaklarından birinde yer alan ülkemizde bu ne ilk depremdi ne de son deprem olacak. 

Deprem ya da doğal afet öldürmez, ihmal öldürür millet!
Ovaya, dere yatağına, kum zemine, balçığa dikersen evi, dikene de göz yumarsan doğa ananın mülküne girersen arsızca sonuçlarına da katlanırsın...Acılarımızdan kayıplarımızdan ötürü elbette üzülüyorum ama biz de kendimize acımayı çok seven bir milletiz, tamam duygusal bir milletiz(!) ama ama tek yaptığımız bu.. hala aynı hatalar, acı tecrübelere sahibiz ama neden hala ders alamıyoruz, bir sıkıntı var ama yorumu size size bırakıyorum dostlar..

Bu zamana kadar onlarca büyük deprem geçiren bu topraklarda şu saatlerde küçük ve orta şiddette bir çok deprem olmakta, yani beşik gibi sallanmaktayız da farkında değiliz...
Bakınız merak edenler için aşağıdaki kamu sitesinde saatlik sarsıntılar gösterilmektedir....



Çooook eskilerden 1509 yılında İstanbul Adalar civarında bir deprem olmuş,küçük kıyamet adı verilmiş. Nedeni Yunanistan'dan Nil Deltasına kadar hissedilmiş olması ve hayatını kaybedenlerin o zamanki nüfusa oranlandığında yüksek bir rakam çıkmasıdır.Bu yüzden günümüzdeki pek çok tarihi yapı büyük zarar görmüş.

Dünyanın en aktif deprem kuşaklarından birinde yer alan Türkiye'de, ölçümlerin yapılmaya başladığı 1900 yılından bu yana en şiddetlisi 7.9 olarak kaydedilen 90 büyük depremde, resmi verilere göre 82 bin 372 kişi hayatını kaybetti.
Muş Varto'da 1966 yılında 6.9 büyüklüğünde kaydedilen depremde 2 bin 396Kütahya Gediz'de 1970 yılında 7.2 büyüklüğündeki depremde 1086, Diyarbakır Lice'de 1975yılında 6.6 büyüklüğündeki depremde de 2 bin 385 vatandaş kaybedildi.
Sonraki yıllarda 1976 Van Muradiye'de 7.5 büyüklüğündeki depremde 3 bin 840, 1983'de Erzurum ve Kars'ta 6.9 büyüklükte depremde 1155, 1992 Erzincan'da 6.8büyüklüğündeki depremde de 653 yurttaşını yitiren Türkiye, 1999 yılına gelindiğinde Marmara depremi olarak anılacak Gölcük merkezli 7.8 büyüklüğündeki sarsıntıyla uyandı. Bu depremde, resmi kayıtlara göre can kaybı bilançosu, 17 bin 480 oldu. Aynı yıl içinde 763 vatandaş da, Düzce'de 7.5 büyüklüğünde meydana gelen depremde can verdi.


1903ten beri 28 büyük deprem olmuş ve bu topraklar altındaki kırılmalar devam edecek, bazılarına belki "ne kadar rahat konuşuyor, yazıyor" gibi gelebilir..Evet öyle! Bu topraklarda yaşadığımız sürece ki Allah'ın izniyle daha da yaşayacağız, bu duruma alışmak zorundayız.
Alışmak, aman deyip geçmek, kabuk tutan yaraların bir depremle tekrar kanaması sonucu ağlayıp sızlanıp bir sonraki felakete kadar unutmak olduğunu SÖYLEMİYORUM.
Önce sen önlemini alacaksın, sonra yerel yönetimler, sonra devlet...Tabi ki en büyük görev kanun yapıcılara düşüyor...
Neyle karşı karşıya olduğumuzu görmek, bunu anlamak, harekete geçmek zorundayız. Bilinmeyenin yarattığı korku bizi diken üstünde tutmak yerine bilinçlendirmeli..
Evin sağlam mı? zemini sağlam mı  biliyor musun? Deprem öncesinde, o anda ve sonrasından ne yapmak nasıl davranmak gerek?
Evinin zorunlu deprem sigortasını yaptırdın mı?
Evinde bir deprem çantan var mı? 
Felaketler sınıfından yangın için , mutfağında ufak bir yangın söndürme tüpün var mı?
Afet ve acil durum müdürlükleri var, onu duydun mu:)
Başbakanlığa bağlı:)
İnternet elinin altında bi bakıver yahu! Ya da bi haber yaşa sen bilirsin,sonra sallanınca kime seslenmeyi düşünüyorsun?
Her ilde bir adet mevcut, bi çay içmeye bekleriz, BELKİ canından çok sevdiklerin için ne yapman gerektiğini bilmek istersin...
Bundan sonra başa gelince AMAN! yok gelmeden AFAD! var :P
Sallanacak vakit yok...

Mutlu kalın,
İlla bir şeyden korkacaksanız toprağın sallamasından değil, insanların sizi sallandırmasından korkun..




NOT:İkinci bir yazı daha gelecek, beklemede kalın...





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder