translate this:)

4 Mart 2013 Pazartesi

MART'ın SEKİZ'i, YARIN DÜŞER MASKESİ..

Merhaba Blogsever dost,
Baştan belirteyim yazı uzun olacak..Bu hafta dünyada kadınlar tarafından kutlanacak, diğerleri tarafından övülecek bir gün var ki, anlamı ertesi güne kalmadan unutulan ve de Allah'ın diğer günlerinde akıllara bile gelmeyen, orjinal haliyle DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ..




Artık olayı başka yerlere çekip dikkati dağıtmak için mi Kadınlar Günü diye anılıyor bilmiyorum ama Emek kelimesi kullanılmadığında amacına hizmet ettiğini düşünmüyorum...

Bir kere, bu günün amacı kadının siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesi, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasıdır. Bilen bilir fakat yinede tarihi hikayesini paylaşmak istiyorum..


Amerika'nın New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları (özellikle kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak istemesi) için bir tekstil fabrikasında greve başlamış fakat polisin işçilere saldırıp onları fabrikaya kilitlemesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda, çoğu kadın 129 işçinin can vermesiyle gündeme gelmiştir..

Bu olaydan sonra dünyanın farklı yerlerinde yapılan konferanslarda ele alınmış ve en son 1957 yılında Alman siyasetçi Clara Zetkin tarafından, ölen kadın işçilerin anısına 8 martın Dünya Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirilmiş ve kabul edilmiş.

1. ve 2. Dünya Savaşları sırasında bazı ülkelerde anılması yasaklanmış, malumunuz kapitalizmin hızla yayıldığı zamanlarda kim ister işçilere daha fazla hak vermeyi, hem de cinsiyeti sebebiyle daha ucuza çalıştırılan kadınlar söz konusu ise...

1960'lı yılların sonunda ABD'de de anılmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde yerini almış ve Birleşmiş Milletler,1977'de 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etmiş. Tuhaf olan ise Birleşmiş Milletler'in sitesinde günün tarihine ilişkin,yapılan kutlamanın New York'ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır..Gerçekten tuhaf??

Neyseee gelelim ülkemizdeki kutlamalara, daha doğrusu yapılacak kutlamalara...
Zaten bu yazıyı erkenden yazmamın sebebi de bu, şimdiden haberler çıkmaya başladı o gün yok şu yapılacak bu konuşacak..Ağzımız kadar ellerimiz çalışsa..Evet çok sinirleniyorum çünkü bizim gibi bir ülkede kutlanması abesle iştigaldir! Ben bu güne orjinal anlamıyla baktığım için zaten kadını insan olarak görmeyen ülkemizde,kadının diğer alanlardaki haklarını savunmak emeklemeden koşmaya çalışmaya benziyor.



Gerçi canım ülkemde Kadınlar Günü=Kadına Şiddete Hayır, haksız mıyım?
Bakın görün bikaç gün sonra..

Ülkemde kadın olmak zor, klişe ama gerçek, ne de olsa bu topraklar bütün paradoksların can cana kol kola yaşadığı bir harikalar diyarı..O yüzden kimlik kavgası yapmaya da gerek yok ya neyse, dağıtmayayım konuyu...

Neden böyle dedim? 

Hem cennet anaların ayağı altındadır diyoruz hem de bunu diyen erkek evlat gün gelince kendi evlatlarının anasını yürüyemeyecek hale getiriyor..

İnsanın canını yakıyor sahipsizlik, polisine gidersin geri gönderir, devletine gidersin seni koruyamaz...Sığındığın renkli bir çatı varsa şanslısın biraz, ama nereye kadar..
Dışarıdayken hala, aynı yastığa baş koyduğun Azrail'in, tek başına çıkmak zorundasın dünya evinden iki kişi olarak girdiğin...Cennet onlar için senin ayağının altında, senin içinse kara toprakta..

Hiç sevmediğim bir söz var ki...Kalabalık arasında ani bir sessizlik yaşandığında "Kız doğdu" denir..Yani daha doğarken sevilme hakkı elinden alınan kadın mı ana olunca değer görecek..Kız çocuğu doğduğunda çoşkuyla karşılanmaz..

Gerçi bu sadece bizim ülkemize has bir durum değilmiş, ne yazık bu bağnaz yaklaşımın sadece belli sınırlarda varlığını sürdürememesi...Tamamen yok olmasını dilerim fakat hepimiz biliyoruz bunun mümkün olmadığını...




Doğduğunda ayrımcılıkla karşılaşır kadın, geç kızlığa adım attığında utançla, azıcık şen güldüğünde hafif meşrep damgası yer,çok gezerse sokaklarda sürten, sırf sevdiğinin elini tuttu diye o..pu, kocasına karılık yapamazsa kocası aldatmaya haklı, memnun etse ne kadar da meraklı!, zaten ayıp diye konuşulmayan her şey gün gelir namusluluk derecesini ölçer..

Namus demektir kadın aynı zamanda, bize bu manayı yükleyenler zorla almaya çalışsa da..Tecavüze uğrasa bile suçludur, mutlaka tahrik etmiştir adamı. Kuyruk sallamıştır, etek giydiği için suçludur, kot giyseydi eğer, açılmazdı düğmeler...

Evlenmediyse kız kurusu, Boşanmışsa dul, çocuğu yoksa kısır, kocası aldatıyorsa zavallı, kaderine razı olursa evinin hanımı, itiraz etmez susarsa terbiyeli, mücadele verirse hoyrat..


Ha birde berdel diye bir törem yok benim, kimin kitabı kuralı ise alsın gitsin..
Bu sapıklıktan öte bir şey, hele de insan olduğunu sananlar için..
Böylesine ne ekmek ne su vermeli, bırakın nefes almasına doğmasına izin verilmemeli..
Ama ne mümkün...

Neler neler söylemek ister dilim, yorulmaz yazar ellerim ama toparlayamıyorum..Bir kadın olarak ben neyim? ne ifade ederim...



Kadınları ikinci sınıf, güçsüz gören herkese Can Dündar'ın bir yazısından alıntı ile cevap vermek istiyorum..

        "bir kadını ağlatırken çok dikkat edin çünkü Allah gözyaşlarını sayar
        Kadın;erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından yaratılmadı
        Öyle olsaydı ezilirdi, üstün olsun diye başından da yaratılmadı
        Ama göğsünden yaratıldı eşit olsun diye
        Kolun biraz altında, korunsun diye
        Kalp hizasında,
        Sevilsin diye.."


Tüm dünyada aksi yaşatılan kadınlar olsa da, Tanrı'nın yarattığı en özel varlık olduğunuzun farkındalığıyla geçireceğiniz bir ömür diliyorum tüm hemcinslerime..

Hoşça kalın..













 

17 yorum:

  1. "bir kadını ağlatırken çok dikkat edin çünkü Allah gözyaşlarını sayar
    Kadın;erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından yaratılmadı
    Öyle olsaydı ezilirdi, üstün olsun diye başından da yaratılmadı
    Ama göğsünden yaratıldı eşit olsun diye
    Kolun biraz altında, korunsun diye
    Kalp hizasında,
    Sevilsin diye.."


    Can Dündar zaten bize fazla laf bırakmamış... keşke erkek egemen toplumumuz çok değil şu 3-5 satırı anlayabilseler... Zira ben boşanmadan önce toplumun bu konuda bile baskı yaptığını bilmezdim ama inan 'dul' olduğum hissettiriliyor bazen. ki ben güçlü kendi ayakları üzerinde duran bi kadınım, yalnız sinmiş kadınlar ne yapsın...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. malesef canım..biz kendi çocuklarımız iyi yetiştirmeliyiz ama yetiştiremeyenler de olacağı için bu döngü nerede son bulur bilemiyorum..örümcek kafalı zihniyetler oldukça maalesef sonu yok gibi görünüyor...

      Sil
  2. inşallah 8 mart kadınlar gününde eşine sevgilisine zarar veren tipler olmaz :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. amin demekten başka birşey gelmiyor elimden..sadece o günde deil hiçbir gün şiddet uygulanmasın inş..

      Sil
  3. canım bu arada çekilişlere katıl derim :)
    hiç öyle düşünme çıkabiliyorda :)
    bana 2 kere çıktı :)

    YanıtlaSil
  4. süper bir yazı olmuş emeğine sağlık, umarım değişir meleketimde diyeceğim ama değşmez , neden , çünkü bunları söyleyen erkekleri yetiştiren de bu ülkenin kadınları ,kendilerine eziyet edildiğini , çok çektiğini anlatan kadınlar gün gelir oğulları evlenince en kurt kayınvalide , en azılısından kaynana olur, çocuğunu yetiştirememiş olduğunu düşünmez bir de maalsef toruna el atar ne diyeyim , önce bi< kadınların bilinçlenmesi lazım değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. begendigine sevindim eylemcim.duygulara tercuman olabildiysem ne ala...

      Sil
  5. çok etkilendim bu yazıdan..
    tebrik ve teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  6. Harika bir yazı. Haa Rii kaa.. ellerine yüreğine sağlık arkadaşımm.. (fnd)

    YanıtlaSil
  7. güzel yazı olmuş kalemine sağlık sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. senin tarifler gibi iç açıcı olmadı ama napalım..

      Sil
  8. Ne güzel yazmissin cok dogru ne yaziki halen o kadar kadin cinayetleri oluyorki :( :( cok kötü

    YanıtlaSil
  9. çok doğru şeyler yazmışsın yüreğine sağlık hepimizin umudu bir gün kadını kadın olarak yaşatmak yaşatabilmek! bu arada naz memleketlerimiz aynıymış :)sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gerçekten mi??? zaten yüzün tanıdık gelmişti?hangi okul die sorsam:)

      Sil